24 Nisan 2012 Salı

Neyin Nesi Bu Progressive?

Kelime anlamıyla 'ilerlemek, gelişmek' falan progressive. Yanlışta değil, müzikte yenilikçi bir tür desek yanlış olmaz. Kurulu düzeni yıkan, tamamen yeni, tamamen orjinal bir akım yaratma aşkı gibi. Başlangıcımız 1960lara kadar dayanıyor. Vietnam savaşı zamanları, Başta İngiltere ve ABD'de olmak üzere savaşın acı yönü, ölümlerin, dehşet verici görüntülerin televizyonlarda sık verilmesi yüzünden insanlarda savaşa karşı bir nefretin oluşmaya başladığı dönemler. Başını bana göre Pink Floyd'un çektiği (The Wall - 1979 en güzel örneklerinden biri) bir müzik akımının da oluşması bu fikir olgusu sayesindedir. Sonuçta toplumda görülen o olgu elbette sanata da sıçrayacaktı. 

Özgürlükçü, yenilikçi, kural yıkıcı bir nesil yetişmeye başlıyordu. The Beatles, Led Zeppelin, Rolling Stones gibi rock tarihinin en efsanevi grupları bu akımın ilk belirtilerini gösteren gruplar. Gerek şarkı sözleriyle, gerek şarkı konseptleriyle önceki rock&roll yada blues gruplarından farklı bir tür olmuştu ve bir anda dünya, yeniliklere aç bir halde iken kabullenmekte sorun yaşamadı. Alternatif, post, punk gibi türlerde çıktı aslında ama psikedelik kadar ses getiremediler tabii o zamanlar.
Gentle Giant - Three Friends

Ve bir gün, King Crimson adında bir grup, In The Court Of Crimson King adında bir albüm sürdü piyasaya ki, işte bana göre progresifin miladı o albümdür. 5 şarkılık, bana göre hala en efsanevi albümlerden biri olan bir şaheser yarattılar. Birçok grubun alt grubu olarak sahne alıp, yoğun bir tempo ile yeni bir akımı dünyaya tanıtma olayı gerçekleşir. Saksafon başta olmak üzere üflemeli çalgıları da çok başarılı bir şekilde rock müziğine aktarmaları nedeniyle belki de olumlu tepkiler alırlar. 

Progressive de zaten bu yenilikçilik kelimesinin müziğe dönüşmüş hali. Rock müziğine yan fülüt, piyano/klavye gibi ne bileyim şimdi aklıma gelmeyen zilyon tane ensturman sokuldu bu dönemde. 

Progresife yakın ama tam olarak özdeşleştirelemeyen gruplarda bu akımdan nasibini alır ve psikedelik türde progresiften etkilenmeye başlar. Camel, Van der Graaf Generator, The Who, Jethro Tull, Genesis, Gentle Giant gibi birçok grup vardır artık progressive rockun ataları olarak nitelendirilen. Ne zaman Punk rock dediğimiz tür çıktı, zaten o an bitmeye yüz tuttu progressive. Ne güzel ki Camel falan hala devam ettirdi bu geleneği ama sonuçta bir elin parmaklarını geçemedi gruplar 80lerde.


Camel - The Snow Goose 
Progressive zor bir tür, psikedelik seven, Pink Floyd hayranı olan insanların bile belki zor seveceği bir tür bana kalırsa. Aynı şarkıyı 3 kere dinlemek gerekiyor bazen anlayabilmek için. Konspet albüm çokluğu nedeniyle albüm albüm dinlemek asıl ruhunu yansıtacağı için biraz ilgi, zaman, dikkat ayırmak gerekiyor ki günümüzde kimseciklerin yapmaya yanaşmadığı şeyler bunlar. 

Günümüz demişken, Dream Theater'ın başlangıcı sayılabileceği, Images and Word albümü ile progressive ile heavy/trash metali birbirine bağlayan, 'Progressive Metal' dediğimiz bir tür oluştu diyebiliriz. Opeth, Pain of Salvation, Porcupine Tree gibi isimlerin başını çektiği, yavaş yavaş rağbet görmeye başladığını düşündüğüm bir tür oluyor. Bunda Steven Wilson'ın katkısı büyük, söylemeden geçemeyeceğim. Opeth gibi doom/death olarak yola çıkıp, Mikael'in içindeki o progressive aşkını harmalayarak progressive metal grubuna döndürmesi dünya için iyi bir adım oldu bana kalırsa. 

Günümüzde progressive rock dinleyen, hakkıyla dinleyen insan çok az (benim yok neredeyse tanıdığım). Bunun nedeni emek istemesi. Bir kişi progressive dinliyorsa, müziğe gönül vermiş, yapılan emeğin farkında olan, müziğin değerini bilen insan oluyor genelde ama ne yazık ki insanlar yeteri kadar ilgi göstermiyorlar müziğe. Ama müziğin bu kadar sanatsal, resmen edebiyat gibi yapıldığı başka bir türde yok malesef. 

Progressive'in şuan daha iyi anlaşılması için Steven Wilson'ın dinlenmesi gerektiği kanısındayım. Gerek prog tarihi konusundaki bilgisi olsun, gerek 1960ların Pink Floyd'u gibi, düzene karşı çıkan yeni bir akım sevdası bir adam oluşu olsun gerçek bir deha. Değişimden yana çünkü progresifin kendisi değişik demek, '70li yılların benzerini yapmanın progresifin mantığına uymadığını bilen biri. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder