1 Ekim 2012 Pazartesi

Elektronik Müzik Ne Yapıyor?

Geçen gün gittiğim Urban Festivalin üzerine yazıyorum öncelikle.
Özellikle son birkaç aydır dubstep başta olmak üzere elektronik müzik resmen çığır açtı kendi alanında. İster istemez merak ettim ve 'napıyorlar acaba içeride' sorusu beni Çiftlik Park'a götürdü. 

Öncelikle dubstepi ele alırsak; şuan piyasada dubstep müzik adı altında yayınlanan müzikler aslında bir sıfatlandırma sorununun sonucu. Nasıl biz deneysel, belirli bir türe sokamadığımız entrümanal müziğe post-rock diyip geçiştiriyorsak, nasıl 70lerden tamamen farklı bir sounda sahip olmasına rağmen günümüzdeki bazı gruplara progressive rock grubu tanımlamasını yakıştırıyorsak bu da benzer bir durumda. Dubstep aslen reggae müziğin elektronik müzikle harmanlanıp ortaya çıkmış hali denebilir. Asıl dubstep aslında şuan piyasada dubstep diye geçen müziklerden daha üstlerde ama doğru olmasa da bu sıfat uygun görülmüş ve bir zamanlar grupların yarısına alternatif rock denildiği gibi bunlara da dubstep denmiş. Temel itibari ile elektronik tabanlı ve üst üste ritimlerin ve melodilerin eklendiği, aşama aşama yükseldiği ve o doruk noktası dediğimiz patlama anına kadar devam ettikten sonra, belki bu noktada bir takım uyuşturucular yardımcı olabilir, kelime anlamıyla uçuran bir müzik denebilir. En önemli özelliği o basamak basamak gelişmesi ama şuan dubstep çevçevesinde bakılan bir çok müzik bundan uzakta. 

Elektronik müzik ise trip-hop tabiri ile özdeşleşen, bir zamanlar akustik olarak yapılan müziklerin bilgisayar ortamında dijital bir yolla yapılması sonucu çıkıyor. Akustikten kastım bir müziği sahnede canlı olarak sergilenen türden performanslar. Elektronik müzik genel olarak turn-tablelar ya da keybordlar üzerinden yapılıyor ki bu sebeple piyasada rock gruplarında olan 4-5 kişilik gruplar yerine tek bir adam da bütün müziği sahnede çalabiliyor. 

Elbette bu 2 müzikte de emek var, bir uğraş çerçevesinde yapılıyor ama akustik performansa alışmış birisi için bu müzik çok yapay gelecektir. 

Benim en hoşlanmadığım konu festivaldeki insanlar oldu. Günümüzde hipster diye tabir edilen bir insan güruhu vardı. Bu insanların tipleri, giyinişleri falan değil, sinir bozucu olan şey sanata bakış açıları. Her ne kadar biraz geri kafalı olan bana göre bir emek sarfediliyorken buna bir saygı göremedim. Gördüğüm kadarıyla bir çok kişi oraya gitmiş olmak için gidiyor. 
Günümüzde bir eylemi yaparken ne hissettiğimizden çok çevremizin nasıl karşılayacağı önemli.

Son model telefonlarla çekilen fotoğrafların anında check-in ile paylaşımı çok rahatsız ediyor beni. Özellikle instagram konusuna kendi adıma çok tepkiliyim. Bu konu fotoğrafçılığa giriyor ama ben kan ter içinde tek bir poz yakalamak için tek ayak üstünde beklerken öyle bir programla çekilen fotoğrafların emek sarfedilmişcesine hayranlık uyandırıyor oluşu çok sinir bozucu ki neyse.

Bu noktada bile rock müziğin ne kadar emek ile yapıldığını ve dinleyicilerin de verilen emeğe saygı duydukları görülebiliyor. Aynı yerde aylar öncesinde yapılan Opeth konseri ile bunun arasında, seyirci kalitesi ve konsere bakış açıları arasında çok fark var. Metal müzik çok büyük bir hayran kitlesine sahip ve bu müzik ölecek, yok olacak bir müzik değil. Metalin yaşaması için rock müziğinde yaşayacak olmasının garantilenmesi gerçekten huzur verici. 

Toparlarsam, ne kadar bir jazz, progressive rock ya da post-rock konserinde performansı sergilemek için verilen çaba görülmese de elektronik müzikte de bir emek var, bunu görmemek elde değil ama günümüzdeki müziğin tek bir klavye üzerinden yapılması her ne kadar pratik gibi görünse de ilerisi için kötü sonuçlar doğurabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder