29 Mayıs 2012 Salı

Black Heart Procession: Depresyonun Uç Noktası

Herkesin vardır diye tahmin ediyorum, kendine özel tuttuğu sanatçılar. Sanki sadece kendisi biliyormuş gibi hissettiği, benimsediği sanatçılar. Bilmiyorum var mıdır ama benim var şahsen. Belirli bir sürece kadar bu duyguyu yaşasa da insan, bir süre sonra bahsetmek istiyor, anlatmak istiyor grubu ki benden bunu yapıyorum..

Black Heart Procession.. İsminde bile hayır yok, bariz tehlikeli bir grubuz diyorlar. Gerçekten de gördüğüm en tehlikeli gruplardan bir tanesi. Gecenin bir vakti, boş bir anınızda sizi yakaladığında işkence etmesini çok iyi biliyor. Hoş, mutlu anınızda bile sizi harap edilmiş halde bırakabilir orası ayrı. 

'97 yılında kurulmuş ABD'li bir grup aslında, yeni sayılırlar. Birkaç eleman bir araya gelmiş, 'bu insanların nasıl darma duman ederiz' demişler, düşünmüşler, bu müzik ortaya çıkmış. İlk albümleri (1, 2, Three) Indie havası barındırıyorken sonradan çıkan Amore Del Tropico, In The Fishtank, Vol. 11, The Spell, Six ve daha dinleme fırsatına erişemediğim son 2 albümlerin de bu türden ziyade, alternatif, darkwave, punk havası seziliyor. Aslında türe indirgemek bile saçma, tek bir amaca hizmet eden bir grup. Şahsımın plaklarımın arasında en çok görmek istediği albümlere sahipler, The Spell, 2 gibi. Birde albümlerde dağınık olarak bulunan Waiter #1,2,3,4,5 şekilde beş farklı şarkı vardır ki, sadece bunlardan oluşan bir albüm olsa da alsamdır. Bir de The Letter şarkısı vardır ki, sözleriyle, melodisiyle, her birşeyiyle beni en çok vurmuş olan şarkıdır sanırım hayatımdaki.
Şimdi dediğim gibi, melankolik, depresif moda sahip kişilerin bırakamayacağı bir grup. Kesinlikle kış grubu. Soğuk bir kış günü bir cafe olsa da girsek, kahve içip ısınırken arkadan bu şarkı çalsın falandır. Özellikle bu müziğin pick-uptan yaratacağı atmofseri hayal bile edemiyorum. Çikolata yanında güzel gidiyor nedense, sütsüz bir kahve, bir dal sigara (tercihen sarma) ile uzaklara dalınıp gidilesi bir grup. Uzun yol olsun, evin karanlık odası olsun, iskelede boğaza karşı olsun, yangın merdiveninde olsun etkisini çok iyi gösteriyor, yeter ki hava karanlık olsun. İnsanların yaydığı o mutluluk duygusu hafiflesin, aydınlık havada güzel olmuyor 1 ve Three albümü dışında. 

Sigara var, gece yarısı olmuş, bir fincan kahve yaptınız, o zaman kendinizi bu adamlara bırakabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder