Mikael Akerfeldt ve çıplak ayak Steven Wilson |
Şimdi dediğim gibi bence yüzyılımızın en büyük dehalarından olan bu iki adam 'bişiler yapacaz gibi' diye bir haber yayarlarsa insan kafasında bir şeyler hayal etmeden duramıyor. İlk başta Damnation gibi bir albüm bekledim, ya da Blackwater Park-aslında hayır, sert kalıyor o albüm bu ikiliye göre-. Sonuçta Wilson'ın emeğini çöpe atamaz kimse bu albümlerde. Sonbaharın başlarında Grace for Drowning ve Heritage çıktı ve kafamda bu albümlerin karması bir albüm olacak yorumlarında bulundum. Sonuçta ikisininde içindekileri dökebildikleri albümlerdi bunlar. Sonra sen Steven tut 'Ne Damnation ne de Grace albümlerine benzeyecek' de. Şuana kadar yapılmış hiçbir şeye benzemeyecekmiş falan artık hayal kurmayı bıraktım. Fanlarımızın bazıları çok sevecek, bazıları sevmeyecek falan dediler artık beklemeye koyulduk.
Ve efendim Nisanda çıkacak dedikleri albümü Mayısa ertelemeler falan artık bünye meraktan, beklentiden bir hal olmuş durumdayken albümün ilk şarkısı 'Drag Ropes' şarkısını Wilson amca facebook sayfasından internete verdi. Şaşırdım aslında, internet ortamında müzik kültürünün yayılmasına çok karşı biriydi, binlerce insanın internetten çıkış tarihinden önce indirmesine ön ayak olması garip bence. Her neyse, gayet güzel oldu biz bekleyenler için ve paşa paşa dinlemeye koyulduk, indirdik.
Birde güzel klip çekmişler şarkıya gölge oyununu falan Wilson'dan beklediğim bir hareketti. Sonuçta müziğin sadece işitsel bir sanat değil, aynı zamanda görsel bir yanı olduğunu da vurgulardı hep. Zaten albüm kapağı da incelenirse ne kadar güzel bir sanat işlendiği rahat görülüyor. Bana Picasso'yu anımsattı Guernica falan. Yorumlamak gerekirse, hiç bir şarkısını dinlemeden albümün kişilerin içsel çatışmalarından, kişisel sorunlarından ve özellikle emin olamadığım bir baskıdan gördükleri zarar, kaçma denemeleri anlatılıyor gibi (İlk kez bir resim yorumladım hayatımda -_-). Mesela yerdeki adam kaçamayanlardan biri, alttaki kırmızı ton bu baskıyı temsil ediyor gibi. Ama en çok sanatçıların toplum tarafından gördükleri baskı, tepkiler anlatılıyor gibi. Verilmesi gereken verilmeyişi falan ki Wilson amca Insurgentes belgeselinde bundan sıkça bahsetmişti. Sanatçıyı nereden çıkardım? Arkada birden fazla yüzü olan adamın şapkasından.
Her neyse albüme dönersek, dediğim gibi albümün ilk şarkısı Drag Ropes yayımlandı ve sonunda albüm ile ilgili biraz kafamızda birşeyler şekillenmeye başladı. Şahsen benim çok çok fazla beğendiğim bir şarkı oldu, beklediğimden iyi, insanların çok beğenmemesine rağmen. Steven Wilson piyanonun hakkını gerçekten vermiş bana göre, en uç noktalarına kadar kullanmayı kafasına koymuş. Mikael Opeth'i anımsatan ama bir o kadar da farklı, orjinal melodilerle piyanoya eşlik mi ediyor yoksa piyanoyu arkasına alıp sırtlamış mı karar veremedim. Ama piyano gerçekten ağırlığını koymuş şarkıda, akustik gitar gölgesinde kalmış gibi. Bateri? Gayet yerinde ama çok arka planda kalmış bana göre. Şarkı uzun olunca ve bateride işini tam yapamayınca yavaş yavaş kulaktan silinmeye başlıyor şarkı.
Şimdi biraz yerden yere vurmak gerekirse albümü bir kere Mike Portnoy'u neden tersliyorsunuz. Adam yeni ayrılmış Dream Theater'dan, bişilere istekli, ne kaybettiklerini görsünler istiyordu belki. Ki dünyanın en iyi drummerlarından biri sonuçta, önce 'tamam panpa kesin olacak o iş alıcaz senide' diyip sonra 'ya biz bateri istemiyoz artık ya, ama alacak olsak valla sendin, bak asma suratını öyle' dedikten sonra 'Valla Wilson çok ısrar etti' diyip Gavin Harrison'u aldınız. Çok bozuldum ben açıkçası. Tamam King Crimson yüzü görmüş bir adam elbet iyi olurdu ama Mike'a ayıp ettiniz. Hem dediğim gibi bateri çok arka planda kalmış Mike biraz daha canlı tutardı bence. Şarkı bir süre sonra bayıyor.
Şimdi şarkının en büyük eksikliği bence SW-MA ikilisinin en büyük ortak yönü olan melodiler kısmı. İkiside şarkılarında fazlaca farklı melodi kullanan adamlar. Hani bir albümleri aslında 3-4 albüm edebilecek kalitede. Hal böyle olunca bu kadar tekdüze, tekses, aynı melodi olunca beklentinin altında kalıyor.
Toparlamak gerekirse, albüm kapağına görsel anlamda güzel bir sanat işlenmiş. Mike yerine Gavin'in olması ilk şarkıyı baz alarak yorumlarsak ruhundan bir şeyler kaybetmiş, kemikleri alınmış gibi. Canlı tutamıyor şarkıyı sonuna kadar hal böyle olunca odaklanmayınca arka fon müziğinden ilerisine gidemiyor. Ama bunlara rağmen Wilson'ın piyanonun hakkını verdiği bir şarkı. Aynısını Mikael için diyemem, gitar tekdüze kalmış, aslında harika şarkıda gitar ama beklenti meselesi, böyle bir adam için düşük kalmış bence. Güzel birkaç solo kısmı var ama genele yayınca sönük kalmış. Vokalleri yorumlamak gerekirse, gerekmiyor. Harika iş çıkarmışlar, Mikael çok ağır basmış vokalde, burada da Wilson Akerfeldt'a eşlik ediyor gibi.
Toparlamanında toparlaması olarak; Mikael Akerfeldt'i ve Steven Wilson'ı sıkı takip edenlerin biraz beklentilerini düşük tutmaları gereken bir albüm. Aslında yanlış, bütün albümü tek bir şarkıya göre yorumlamak anlamsız ama ilk izlenim bakımından böyle. Melodi bolluğu yok, vokaller inanılmaz, özellikle piyano çok iyi, akustik gitarın ritmi çok iyi ama sabit.
En sağlıklı yorumu albüm tamamen çıkınca yaparız herhalde. Şimdilik müzikte çığır açma hayalleri askıya alındı benim için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder